Hashimoto hastalığı, bağışıklık sisteminin tiroid bezine saldırarak hormon üretimini azalttığı ciddi bir otoimmün bozukluktur. Bu durum, çeşitli fizyolojik ve psiklojik belirtilerle kendini gösterir. Hastalığın erken teşhisi, bireylerin yaşam kalitesini artırmak ve potansiyel komplikasyonları önlemek açısından büyük önem taşır.
Hashimoto tiroidi, dünya genelinde en yaygın görülen tiroid hastalığı olmakla birlikte sık görülen otoimmün bozukluklardan biridir. Özellikle yetişkin nüfusun yüzde 2’sinde bu rahatsızlığın olduğu düşünülmektedir.
Kadınlarda, erkeklere oranla 10 kat daha fazla görülen Hashimoto Tiroidi, farklı rahatsızlıklara da zemin hazırlayan bir hastalıktır. Öyle ki Hashimoto hastalarının yaklaşık %20-30’u başka bir otoimmün hastalığa sahiptir. Tip 1 Diyabet, Romatoid Artrit, Çölyak gibi rahatsızlıklar Hashimoto Tiroidi hastalarında sık görülen otoimmün rahatsızlıklardır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlerine göre dünya genelinde, 700 milyon civarında insanın çeşitli tiroid bozuklukları olduğu tahmin ediliyor ve Hashimoto hastalığı ise bu vakaların önemli bir kısmını oluşturuyor.
Hashimoto tiroidi nedir?
Hashimoto tiroidi, vücudun bağışıklık sisteminin kendi tiroid bezine karşı saldırı başlattığı otoimmün bir hastalıktır. Bu durum, tiroid hücrelerinin hasar görmesine ve işlevlerini kaybetmesine yol açar. İsmi ise hastalığı tanımlayan Japon cerrah Dr. Hakaru Hashimoto’dan gelir. Bu rahatsızlık “kronik otoimmün tiroidit” olarak da adlandırılır.
Hashimoto hastalığı, tiroid dokusuna saldıran antitiroid antikorlarının oluşumunu içerir. Bu antikorlar tiroid bezinin inflamasyonu ve uzun vadeli harabiyetine neden olur. Bunun sonucunda da tiroid hormonu yetersizliği, yani hipotiroidi gelişimine yol açar. Hipotiroidi, genellikle yavaş ilerleyen bir süreçtir ve tiroid bezinin inflamatuvar hücrelerle büyümesiyle ortaya çıkar.
Hashimoto tiroidi, birçok insanda belirgin belirtiler göstermeden ilerleyebilir. Bu yüzden erken teşhis ve tedavi kritik bir öneme sahiptir.
Hashimoto hastalığının belirtileri nelerdir?
Hashimoto tiroidi, kısa ve uzun vadede çeşitli belirtilerle kendini gösterir.
- Metabolizmanın yavaşlaması nedeniyle hastalar sıkça kilo alabilirler.
- Bağırsak hareketlerinin azalması kabızlık sorununa yol açar.
- Ses kısıklığı ve kalınlaşması, hastaların yaşadığı diğer yaygın belirtilerdir.
- Sürekli bir halsizlik hissi ve vücut ısısının düzenlenmesindeki bozulma nedeniyle kolayca üşüyebilirler.
- Ciltteki kuruma da bu hastalığın sık görülen bir belirtisidir.
Hastalığın ilerlemesiyle birlikte ek belirtiler de ortaya çıkabilir.
- Adet düzensizlikleri, kadınlarda hormonal dengesizlikler nedeniyle sık görülürken, dilde büyüme tiroid bezinin etkilenmesi sonucu meydana gelebilir.
- Duygusal dalgalanmalar, asabiyet ve depresyon gibi ruhsal durumlarda değişiklikler yaşanabilir.
- İştahsızlık, soluk cilt rengi, yüzde ve gözaltlarında şişlik gibi belirtiler de gözlemlenebilir.
- Konuşma hızında azalma, konsantrasyon bozukluğu ve unutkanlık gibi zihinsel yavaşlama belirtileri de hastalar tarafından bildirilmektedir.
İleri dönemlerde, hastalık daha ciddi sorunlara yol açabilir.
- Kanda sodyum düşüklüğü ve cinsel istekte azalma gibi durumlar sıkça görülür.
- Bazı hastalarda göğüsten süt gelmesi, uyku apnesi, karpal tünel sendromu ve akciğer ile kalp zarlarında sıvı birikimi gibi komplikasyonlar da gelişebilir.
Hashimoto tiroidi, tedavi edilebilir bir durumdur. Ancak belirtiler genellikle başka hastalıklarla karıştırılabilir. Bu yüzden benzer belirtiler fark ederseniz mutlaka bir sağlık profesyoneline başvurmanızı öneririz.
Hashimoto tiroidinin nedenleri ve risk faktörleri nelerdir?
Hashimoto tiroidi, bağışıklık sisteminin tiroid hücrelerine zarar veren antikorlar üretmesine yol açar. Hastalığın kesin nedenleri henüz tam olarak anlaşılmamış olsa da bazı bilim insanları; enfeksiyonlar, özellikle virüs veya bakterilerin, bağışıklık yanıtını tetikleyebileceğini öne sürer.
Diğer bir görüş ise genetik faktörlerin bu süreçte önemli bir rol oynayabileceği yönündedir. Aile geçmişinde benzer hastalıklar bulunan bireylerin, Hashimoto tiroidi geliştirme olasılığının daha yüksek olduğu bilinir.
Hashimoto tiroidi için risk faktörleri çeşitli etkenlere dayanır.
Cinsiyet
Araştırmalar, kadınların Hashimoto tiroidine yakalanma oranının erkeklere oranla belirgin şekilde daha yüksek olduğunu gösterir.
Yaş
Bu hastalık her yaş grubunda görülebilmesine rağmen, genellikle orta yaş grubunda daha sık görülür. İlerleyen yaş ile birlikte hastalığa yakalanma riski artabilir.
Kalıtım
Kalıtım, Hashimoto tiroidinin gelişiminde kritik bir unsurdur. Ailede tiroid hastalığı veya diğer otoimmün hastalıkları bulunan bireylerin bu hastalığa yakalanma riski daha yüksektir.
Diğer Otoimmün Hastalıklar
Hashimoto tiroidi riski; romatoid artrit, tip 1 diyabet veya lupus gibi diğer otoimmün hastalıklara sahip olan kişilerde daha fazladır. Çünkü bu hastalıklar bağışıklık sisteminin dengesini bozabilir ve vücudun kendi dokularına karşı geliştirdiği saldırıyı artırabilir.
Çevresel Faktörler
Çevresel faktörler de Hashimoto tiroidinin gelişiminde önemli bir rol oynar. Özellikle aşırı düzeyde radyasyon, bu hastalığın gelişme olasılığını artırabilir. Geçmişte nükleer maruziyet veya tedavi amaçlı radyasyona maruz kalan bireyler, Hashimoto tiroidi geliştirme açısından daha yüksek risk altındadır.
Hashimoto tiroidi nasıl teşhis edilir?
Hastalar genellikle; halsizlik, saç dökülmesi gibi belirtilerle doktora başvurduklarında hastanın Hashimoto olma ihtimali düşünülür. Doktor, hastanın tıbbi öyküsünü alır ve fizik muayene yaparak Hashimoto hastalığından şüphelenirse belirli tetkikler ister.
Tanı sürecinin ilk adımı, kandaki TSH, T3 ve T4 hormon seviyelerinin ölçülmesidir. Bu hormon düzeyleri, tiroid bezinin ne kadar etkili çalıştığını gösterir. Ayrıca tiroid bezinin yapısını ve büyüklüğünü değerlendirmek için ultrason testi yapılır. Bu test, bezin genel durumunu ve potansiyel nodül oluşumunu gözlemlemeye yardımcı olur.
Asıl ayırıcı tanı ise kanda anti-TPO (tiroid peroksidaz antikoru) ve anti-tiroglobulin antikor düzeylerinin yüksekliği ile yapılır. Bu antikorların varlığı, bağışıklık sisteminin tiroid bezine karşı bir saldırı içinde olduğunu gösterir. Bu tetkikler, hem hastalığın tanısını koymak hem de evresini belirlemek için kritik öneme sahiptir.
Başlangıç aşamasında, antikor düzeyleri yüksek iken tiroid hormon düzeyleri normal olabilir. Ancak hastalık ilerledikçe hormon seviyeleri değişiklik gösterebilir. Hashimoto tiroidinin gelişimi sonrasında genellikle hipotiroidi, yani tiroid bezinin yetersiz çalışması durumu beklenir. Kısa süreli hipertiroidi yani tiroid bezinin fazla çalışması durumu da gözlemlenebilir. Ultrason testi, bu değişimlerin nedenini ve tiroid bezinin durumunu daha iyi anlamak için önemli bir adımdır.
Hashimoto tiroidi nasıl tedavi edilir?
Hashimoto tiroidi tedavisi, hastanın tiroid hormon düzeylerine ve genel sağlık durumuna bağlı olarak şekillenir. Bu hastalıkta tiroid bezinin otoimmün bir şekilde hasar görmesi nedeniyle, hormon üretimi bozulur. Ancak tedavi süreci her birey için farklılık gösterebilir.
Tiroid hormonu tedavisi
Tiroid hormon düzeyleri düşükse veya TSH yüksekse, genellikle levotiroksin adı verilen sentetik tiroid hormonu tedavisi uygulanır. Levotiroksin, tiroid bezinin yeterince hormon üretemediği durumlarda vücudun ihtiyaç duyduğu hormonları sağlar.
Uzun süreli tiroid hormonu kullanımı, osteoporoz gibi yan etkilere yol açabilir. Normal tiroid hormon düzeyine sahip olan bireylerde, sadece düşük hormon düzeyine bağlı şikayetler varsa tedavi ile belirli bir iyileşme sağlanabilir.
Hashimoto tiroidinde lazer tedavisi
Son yıllarda Hashimoto tiroidi için düşük doz lazer tedavisi umut verici bir seçenek olarak ortaya çıkmıştır. Lazer ışınları, çeşitli tıbbi uygulamalarda kullanıldığı gibi, Hashimoto hastalığında da denemeler yapılır.
Hashimoto tiroidi hastaları günlük hayatta nelere dikkat etmelidir?
Hashimoto tiroidi, otoimmün bir hastalıktır ve hastanın yaşam kalitesiyle doğrudan ilişkilidir. Hastalar, yaşadığı semptomları azaltmak için günlük yaşamlarında bazı noktalara dikkat etmelidir.
Dengeli ve besleyici bir diyet
Hashimoto hastaları için beslenme oldukça önemlidir. İyot, tiroid hormonları için gereklidir, ancak aşırı alımı zararlı olabilir. İyot alımınızı dengede tutmaya özen gösterin. Ayrıca bazı hastalar gluten içeren gıdalara karşı hassas olabilir. Gluten intoleransınız varsa, bu gıdalardan kaçınmak faydalı olabilir.
Anti-inflamatuar gıdalar, zeytinyağı, avokado ve omega-3 yağ asitleri (örneğin, somon ve ceviz) gibi besinleri diyetinize dahil etmek, genel sağlığınıza katkıda bulunur. Taze sebze ve meyve tüketimi de vücudu besleyici öğelerle doldurur ve bağışıklık sistemini destekler.
Düzenli fiziksel aktivite
Fiziksel aktivite, enerji seviyelerini artırmaya ve kilo kontrolüne yardımcı olabilir. Ancak aşırı egzersizden kaçınmak da önemlidir. Hafif aerobik aktiviteler, yürüyüş, yüzme veya bisiklet sürmek gibi, tercih edilebilir. Haftada birkaç gün hafif ağırlıklarla çalışmak, kas gücünü artırır. Egzersizlerinizi dengede tutarak aşırı yorgunluktan kaçınmak ve vücudunuzu dinlemek de önemlidir.
Stres yönetimi
Stres, bağışıklık sistemini olumsuz etkileyebilir ve tiroid sorunlarını artırabilir. Stresi yönetmek için meditasyon ve yoga gibi uygulamalar zihinsel ve fiziksel rahatlama sağlar. Derin nefes alma teknikleri anlık stres anlarında yardımcı olabilir. Ayrıca sevdiğiniz aktivitelere zaman ayırarak zihinsel sağlığınızı koruyabilirsiniz.
Düzenli kontroller ve ilaç kullanımı
Hashimoto hastalığı, düzenli tıbbi kontrol gerektiren bir durumdur. Doktorunuzun önerdiği tiroid hormonunu düzenli olarak almak önemlidir. İlacınızı her gün aynı saatte almak, hormon seviyelerinizin stabil kalmasına yardımcı olur. Ayrıca TSH, T3 ve T4 seviyelerinizi düzenli olarak kontrol ettirin. Doktorunuzun önerdiği aralıklarla kan testlerinizi yaptırmayı unutmayın.
Uyku düzeni
İyi bir uyku, hem fiziksel hem de zihinsel sağlık için kritiktir. Her gün aynı saatte uyumaya ve uyanmaya özen gösterin. Bu, biyolojik saatinizi düzenler. Rahat bir uyku ortamı oluşturmak da önemlidir. Işıksız, sessiz ve serin bir ortam, daha iyi uyumanıza yardımcı olabilir.
Bağışıklık sistemini destekleme
Bağışıklık sistemi, Hashimoto hastalığı ile doğrudan ilişkilidir. Probiyotikler, yoğurt veya probiyotik takviyeleri ile bağırsak sağlığını destekleyerek bağışıklık sistemini güçlendirebilir. D vitamini, çinko ve selenyum gibi vitamin ve mineraller almak, bağışıklığı güçlendirebilir.